Çocuklarda Dikkat Eksikliği

DİKKAT EKSİKLİĞİ /AŞIRI HAREKETLİLİK BOZUKLUĞU
DSM-5 kriterleri incelendiğinde tanı ölçütlerinin, dikkatsizlik ve aşırı hareketlilik ve dürtüsellik şeklinde kümelendiği görülmektedir. Okul, iş ya da etkinlik sırasında dikkatsizce yapılan hatalara, dikkati devam ettirme ve odaklanmadaki güçlüklere, iş ve görevleri devam ettirme ve tamamlamadaki zorluklara, hayatı organize etmeyle ilgili güçlüklere vurgu vardır. Kişi yapmak istese dahi bahsi geçen durumlarda performans göstermek ile ilgili belirgin zorluk yaşar. Aşırı hareketlilik ve dürtüselik kümesinde ise aşırı hareketlilik olarak kişide gözlenen aşırı motor aktiviteye vurgu vardır. Her an hareket halinde olma, kımıldanma, yerinde duramama, aşırı konuşma, beklemeyle ilgili güçlük yaşama, sessiz kalamama ve konuşkanlık gibi davranıslar görülmekte ve bu davranışlar kişini yakın çevresini tüketecek yıpratacak boyuttadır. Sosyal ortamlarda aşırı müdahaleci olma (diğer kişilerin sözünü kesme) ya da uzun dönem sonuçlarını düşünmeden önemli kararlar verme olabilir.
DEAHB’nin etiyolojisinde genetik faktörlerin etkili olabileceği günümüzde genel bir kabul görmekte ve genetik faktörlerin yanı sıra %10-40 arası bir oranla çevresel faktörlerin rolü olabileceği belirtilmiştir. İkiz araştırmaları % 70 oranında genetik bir rahatsızlık olduğunu göstermiştir.
Banerjee ve arkadaşları (2007), genetik ve biyolojik faktörlerin yanı sıra hangi çevresel faktörlerin DEAHB için risk faktörü olabileceğini inceledikleri çalışmada beslenme ve televizyon izlemenin risk faktörü olduğunu gösteren herhangi bir çalışmaya rastlamamış fakat anneliğin gebeliği esnasında kurşun, manganez, sigara, alkol, poliklorobifenil gibi toksik maddelere maruz kalmasının DEAHB geliştirme riskini arttırdığı sonucuna ulaşmışlardır.
DEAHB çocuk ve ergenlerde en yaygın görülen nörogelişimsel bozukluktur. Erkeklerde daha sık görülür ve erkeklerde kadınlara kıyasla 2 ile 4 kat arasında değişen oranlarda daha fazla görülmektedir. Klinik örneklerde erkeklerde aşırı hareketlilik ve dürtüsellik kadınlara oranla daha fazla görülmektedir.Erkeklerde aşırı hareketlilik ve impulsivite semptomlar daha ön planda iken, kadınlarda dikkatsizlik ile ilgili sıkıntıların ön planda olma eğilimi olduğu görülmüştür.
Bu tanıyı almış çocuklarda en yaygın %54 oranında eşlik eden bozukluk karşı gelme bozukluğudur. Ayrıca kaygı, depresyon, öğrenme güçlükleri gibi psikolojik sıkıntılar sıklıkla DEAHB tanısı ile birlikte görülmüştür. Kişi hayal kırıklığı, utanç, özgüven ve yetersizlik duyguları yaşamaktadır. Düşük akademik performans, akranlar tarafından reddedilme, sosyal kabul görmeme, maddi kayıplar, trafik kazası geçirme riski artmaktadır.
DEAHB’nin değerlendirilmesi için çocuktan, aileden, öğretmenlerden, yakın çevreden ve nöropsikolojik testlerden bilgi alarak kapsamlı ve çok yönlü değerlendirmesi ve tanı konulması için temel esas çok aşamalı klinik değerlendirme yapılmalıdır.
Klinik görüşmenin yanı sıra ölçüm araçları ve zeka ölçeklerinin son sürümü Weschler Çocuklar için zeka ölçeği ve Conners’ın derecelendirme ölçekleri ile performans testleri, anne baba öğretmen klinisyen değerlendirme ölçekleri ve yapılandırılmış görüşmelerden destek alınmalıdır.
Aşamalı tanısal yaklaşım sırasıyla (1) birden fazla kaynaktan ev, okul gibi veri toplayın (2) davranışsal problemlerin başka bir açıklaması olup olmadığını inceleyin. (3) Dikkatle bekleme süreci izleyin ve takip edin. (4) yardım egzersizleri ve işlevsellik bozmaya devam ediyorsa tedavi prosedürleri uygulanır.
DEAHB Tedavi
Tedavisi programına başlamadan önce DEAHB alt tiplerini ve komorbid durumların olup olmadığı da göz önünde bulundurulmadır. Örneğin birleşik tip ile kıyaslandığında dikkatsizlik örüntüsünün ön planda olduğu alt tipte daha yavaş bilişsel işleme, daha az ilgili ve meraklı olma, öğrenmeden daha az zevk alma ve başarıyı daha çok dış kriterler üzerinden belirleme gibi farklılıklar olduğu belirlenmiştir.
Psikoeğitim, ilaç tedavisi, psikoterapi, öz denetim becerilerini geliştirme kapsamlı yapılması gereken tedavi içinde yer alır. Kişi, DEAHB tanısı aldıktan sonra ilaç tedavisine başlaması genel kabul görüş tedavidir ama tek çözüm yolu değildir psikososyal müdahaleler, davranış terapilerine, bilişsel eğitim tedavilerine de devam edilmelidir.
Aile, Okul , Sosyal Temelli Eğitim
Aile temelli ve okul temelli müdahaleler alınmalı ve paralel olarak yürütülmelidir. Öğretmenin tedavi sürecine dahil edilmesi, test ve sınavlarda ekstra süre verilmesi, daha az ödev, okuldan çocukla ilgili daha sık ve özgün rapor talep edilmelidir. Okul ve aile arasında işbirliğinin sağlanması çatışmaları ortadan kaldıracak, pozitif pekiştireç verilmesi motivasyonu artıracaktır. İlaveten akranlarıyla ilişkilerinde sosyal sorunlar yaşayan çocuklara olumlu sosyal beceri eğitimi verilmesi önerilir. Konuşma sırasında bekleme, konuşmayı başlatma ve sürdürme, duygularını düzenleyebilme gibi becerilerinin öğretilmesi hedeflenir.
Tanışma dersimize davetlisiniz!
Tanışma dersimize katılmak için lütfen aşağıdaki formu doldurun. Bu ders, çocuğunuzun bizimle birlikte nasıl keyif aldığını görmek ve Gymboree deneyimini yaşamak için harika bir fırsattır.